DEPREMZEDE İŞÇİ VE KİRACILARIN HAKLARI NELERDİR?


OHAL VE TAZMİNAT KAPSAMLARI …


Ülkemiz asrın felaketi 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde ve büyük kayıpların olduğu iki büyük deprem yaşamış hala bu felaketin izleri ve acısı hala devam ederken bir yandan da bu durumun sorumluları ve diğer birçok konuya ilişkin depremzedelerin haklarına ilişkin çeşitli sosyal mecralarda açıklamalar yapılmıştır. Bu süreçte vefat edenler, yakınlarını kaybedenler, konutları yıkılanlar, yaralananlar başta olmak üzere işçiler, ev sahipleri ve kiracıların hakları gündeme gelmektedir.


DEPREMZEDE İŞÇİLERİN HAKLARI NELERDİR?


Bu süreçte yaralarını sarmaya çalışan ve eve girmekten korkan depremzedeyi kira ödemeye zorlayan, henüz olayın şokunu atlatamamışken işçiyi iş başına çağıran işverenlerin olması nedeniyle bu konuların açıklanması zorunlu hal almıştır.

Bu konuda önemli bir kanun hükmü ve Yargıtay kararları ışığında açıklama yapmamız gerekir. “ DEPREM OLAĞANÜSTÜ BİR HAL OLDUĞU İÇİN İŞÇİLER İŞTEN ÇIKARILAMAZ.” ifadesi mevcuttur. Ancak bu hükme uymaksızın işçiyi işten çıkaran işverene karşı “İŞE İADE VE TAZMİNAT DAVASI” açılabilmektedir.

Ayrıca depremzede işçi ve mirasçılarının tazminat talep etme hakları bulunmaktadır. Depremzede mirasçılarının “mirasçılık belgesi” ile işverene başvurabilme imkânı bulunmaktadır. Depremzede ve mirasçıları işverenden; “ kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, UBGT ve dini bayram tatil alacağı” talebinde bulunabilir. Bunun yanında deprem sırasında iş yerinde olan işçi için mirasçılar “iş kazası” konulu dava açma ve tazminat talep etme hakkına sahiptir.

İşin durması nedeniyle tazminat talebi ise işyerinde, bir haftadan fazla süreyle işin durması hâlinde sağ kalan işçinin iş akdini bildirimsiz olarak feshetmek ve kıdem tazminatıyla çalışılamayan bir haftalık sürenin her bir günü için yarım ücret isteme hakkı vardır. İşçinin depremde yaralanması durumunda işverenin iş sözleşmesini tazminatsız feshetme hakkı var.



DEPREMZEDE KİRACI VE EV SAHİPLERİNİN HAKLARI VE HUKUKİ SÜREÇLER…


Depremin yaşandığı 11 ilimizde birçok kiracı ve ev sahipleri konutlarını kaybettiler, çürük ve ağır hasarlı binaların sonuçlarını ülkece çok ağır ve acı bir şekilde yaşadığımız bu dönemde ilgili bölgelere atanan savcı, bilirkişi ve avukatlarla delil tespit çalışmaları yapılmaktadır. Öncelikli adım mevcut delillerin yok olmasını önleme adına gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması gerekmektedir. Bu deliller birçok sorumlunun da açığa çıkması için büyük önem arz etmektedir.

Ayrıca deprem sonrası yıkılan konut için yapılan kira sözleşmesi kendiliğinde sona ererken ağır hasarlı olan binalar için kira sözleşmesinin de feshedilebileceğine yer verilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’ nun 305. Maddesi gereğince kiralanan konutta sonradan ayıplı bir durum meydana gelirse yani mesela depremden dolayı bir hasar oluşursa ve bu hasar önemli derecede ise, kiracının kullanım hakkı önemli derecede etkilenmişse kira sözleşmesini feshedebilecektir.

Sözleşmeye konu konutun hasar almaması ancak mevcut durumun, depremin şiddeti, artçıların devamı ve bu nedenlerle yaşanan psikolojik travma KİRACILARIN DEPREM BÖLGELERİNDEKİ EVLERİNDEN HAKLI NEDENLE AYRILMA VE KİRA SÖZLEŞMESİNİ FESHETME HAKLARI BULUNMAKTADIR.

Depremin sebebiyet verdiği ağır yıkımında sorumlu tutulan müteahhit, proje sorumluları ve denetim şirketlerinin yanı sıra ev sahipleri de hasar ve yıkımdan sorumludur.


Kiraya veren, kiraya verdiği yeri kullanışlı halde bulundurmak zorundadır. Evin riskli olduğunu veya mevzuata uygun şekilde inşa edilmediğini bilen ve buna rağmen kiralayan ev sahipleri depremden sonra hem maddi hem de manevi açıdan sorumludur.

“Depremden önce binada gözle görülür bir çatlak veya hasar ilgili kamu kurumları aracılığıyla kontrol edilmiş ve bina riskli olarak tespit edilmiş ise binanın gerekli bakım, onarım ve güçlendirme işlemlerini yaptırmayan ev sahibi de sorumludur.”

Ancak depremde yıkılan veya hasar alan binalarda önceden gözle görülür bir sorun tespit edilmediği ve binanın mevzuata uygun şekilde yapıldığı kanıtlanabiliyorsa bu durumda ev sahibi sorumlu değildir.