ANLAŞMALI BOŞANMA NEDİR?


Medeni Kanun eşlerin aralarındaki her hususta anlaşmış olmaları ve belirli koşulların yerine gelmesi halinde anlaşmalı boşanmaya imkân tanımaktadır. Türk Medeni Kanun’un anlaşmalı boşanma davası için aradığı koşullar, tarafların evliliğinin en az bir yıl sürmesi, mahkemeye başvurulması, eşlerin hâkim tarafından bizzat dinlenilmesi ve eşler arasında yapılan anlaşmanın hâkim tarafından uygun bulunmasıdır.


Anlaşmalı boşanma için gerekli olan bir yıllık evlilik süresinin mutlaka bir arada geçirilmiş olması gerekmektedir. Evliliğin bir yılı tamamlayıp tamamlamadığını hâkim kendiliğinden araştırmak zorundadır.


Anlaşmalı boşanma için mahkemeye iki türlü başvuru yolu öngörülmüştür. Eşler dilerse birlikte dava açabilirler veya eşlerden birinin açmış olduğu davayı diğer eş kabul ederek anlaşmalı bir şekilde boşanma gerçekleşebilir. Her iki halde de mahkemeye başvuru koşulu gerçekleşmiş sayılmaktadır.


Anlaşmalı boşanma davasında eşlerin boşanma iradelerini hâkime bizzat açıklamaları yani aile mahkemesi hâkiminin eşleri bizzat dinlemesi gerekmektedir. Çekişmeli boşanma davasından farklı olarak hâkim, eşleri değil de avukatlarını dinleyerek anlaşmalı boşanmaya karar veremez.


Eşler aynı hâkim tarafından aynı anda birlikte dinlenilmek zorundadır. Bir eşin davanın açıldığı mahkeme huzurunda diğer eşin ise talimatla başka bir mahkeme huzurunda dinlenilmesi ile boşanmaya karar verilemez.


Anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesi için hâkimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve bunun yanında boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek olan anlaşma protokolünü uygun bulması zorunludur. Hâkim, eşlerin iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmezse anlaşmalı boşanmaya karar vermez, fakat evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine yönelik delilleri toplayarak boşanma konusunda bir karar verir. Anlaşmalı boşanma davasında taraflardan biri boşanmaktan vazgeçerse anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davası olarak devam eder.


Eşlerin boşanmanın sonuçları konusunda anlaşmış olmaları gerekmektedir. Bu anlaşma yazılı olarak yapılabileceği gibi sözlü olarak duruşma tutanağına geçirilerek ve tutanak imzalanarak da yapılabilir. Bu durum en çok çekişmeli boşanma davasının anlaşmalı boşanma davasına dönüşmesi aşamasında tarafların duruşmadan önce protokol sunmamaları ihtimalinde TMK m.166/3 hükmü gereğince tutanağa geçirerek anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verebilir.


Eşlerin herhangi bir koşula bağlamaksızın maddi tazminat, manevi tazminat, yoksulluk nafakası, çocuk için iştirak nafakası, çocukla kişisel ilişki, çocuğun velayeti ve mallar konusunda anlaşmış olmaları gerekmektedir. Bunun yanında 18 yaşından küçükler için taraflar iştirak nafakası bağlanmaması yönünde maddeye yer verseler de hâkim bu madde ile bağlı olmaksızın küçüğün üstün menfaati doğrultusunda iştirak nafakasına kendiliğinden talep olmaksızın karar verebilir. Anlaşmalı boşanma davasında hâkim tarafların anlaştıkları hususlara aykırı bir karar veremez.


Bunun tek istisnası müşterek çocuğun üstün yararıdır. Bu da demek oluyor ki hâkim, velayet, velayeti almayacak olan eşin çocukla kişisel ilişki tesisi ve çocuğa verilecek nafaka hususlarında tarafların anlaşmalarına müdahale edebilir ve onun üzerinde gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Eşler çalışsın veya çalışmasın, miktar fahiş olsun ya da olmasın nafaka, maddi ve manevi tazminat, ziynet alacağı gibi hususlarda yapacakları belirlemeler tarafları ve hâkimi bağlar, hâkim de bu belirlemelere uygun olarak karar verir.